top of page
Yazarın fotoğrafıOcak Yılmaz Partners Hukuk

BİYOMETRİK İMZANIN HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRK HUKUKU BAKIMINDAN GEÇERLİLİĞİ

Ali SEYREK

Av. Arb. Cevdet YILMAZ


I. Giriş


İmza, kişinin kendisine özgü olup kendini tanıtıcı şekilde el ile yazdığı ad ve işaret olarak tanımlanmaktadır. Atıldığı belgede kişinin irade beyanını ortaya koymakta, o kişi bakımından o belgenin kabul edildiğini göstermektedir. Tarihsel süreçte baskı, mühür, parmak izi gibi yöntemler kullanılmış olsa da genellikle kalem kullanarak kağıda el yazısı ile geçirilen imza türü olan “ıslak imza” görülmektedir. Nitekim diğer yöntemleri de kabul etse de TBK m.14/1’de Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur.’’ şeklinde düzenleme yapılarak yazılı şekil şartı olan sözleşmelerde geçerlilik bakımından imza zorunluluğu getirilmiş ve TBK m.15/1 ile de “İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur.’’ denilerek yapılarak imzanın şahsiliği üzerinde durulmuştur. 


Teknolojinin gelişimiyle sözleşmeler mesafeli olarak da yapılmaya başlamış ve bu sözleşmelerde ıslak imza dışında irade beyanını gösteren elektronik imzalara (e-imza) ihtiyaç doğmuştur. Bu süreçte gelişen elektronik imza kavramı Türk Hukuku da dahil olmak üzere farklı hukuk sistemlerinde farklı şekillerde tanımlanmış ve kategorize edilmiştir. Elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzaların yerini alarak, elektronik ortamda üretilen veri, belge veya materyallerin imzalanmasına yönelik tüm teknolojik yöntemleri ifade eden bir terimdir.[1] Elektronik imza hukukumuzda ilk olarak  24 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile yer almaya başlamıştır. 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’ndaki (EİK) tanımlara bakıldığında elektronik imza ve güvenli elektronik imza farklı maddelerde tanımlandığı için  e-imza’nın bir üst başlık olduğunu “basit elektronik imza’’ ve “güvenli elektronik imza’’ olarak alt başlıklara ayrıldığını söyleyebiliriz:[2]


  • Güvenli E-imza: 2004 yılında yürürlüğe giren 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılmış yönetmelikler ile düzenlenmiştir. Kanunun 4. maddesinde tanımlandığı üzere güvenli elektronik imza, “münhasıran imza sahibine bağlı olan, sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan, nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin tespitini sağlayan, imzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan elektronik imzadır.”  TBK m.15/2 açısından güvenli e-imzalar da el yazısıyla atılmış ıslak imza gibi işlem görür ve hukuki sonuç doğurur. Güvenli e-imzanın elektronik ortamda imzalayanın kimliğini doğrulayan, imzalayanın belgeyi imzaladığını garanti eden, belge üzerindeki verilerin imzadan sonra değiştirilemeyeceğini sağlayan bir özellik taşıması gerekmektedir.[3] Ayrıca kanundaki tanımda da yer aldığı üzere nitelikli elektronik sertifikaya sahip olmalıdır.[4]


arşiv

Elektronik İmza Kanunu yürürlüğe girmeden önce kurumlar bilgisayarları sadece verileri saklama ve çıktı alma aracı olarak kullanıyordu. Bilgisayarda yapılmış bir işlemin halihazırda hukuki geçerliliği yoktu çünkü imza gerektiren hiçbir belge imzalı örneği fiziksel olarak saklanmadan dijital olarak depolanamıyordu. Bir belgenin imzalanması için öncelikle dijital ortamda belgenin hazırlanması, sonrasında hazırlanan belgenin çıkartılıp ıslak imzalı olarak imzalanması ve fiziksel olarak saklanması gerekiyordu. Bu da hem ekonomik anlamda hem de zamansal anlamda kurumları zarara sokuyordu. Fakat 5070 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle güvenli e-imzalar elle atılan imzalarla aynı hukuki sonucu doğurmaya başladı. Artık dijital ortamda hazırlanan belge hem dijital ortamda imzalanabiliyor hem de bu imzalı hali dijital ortamda depolanmasına rağmen geçerlilik kazanıyordu. Bu sayede kurumlar hem kırtasiye masrafları, fiziksel depolama yeri gibi ekonomik zararlardan hem de zamansal zararlardan kurtulmuş oldu.[5]  


  • Basit E-İmza: Basit elektronik imza yalnızca verinin bozulmamasını sağlarken, imza sahibinin kimliğini her zaman doğrulamayabilir ve genellikle nitelikli bir sertifikaya bağlı değildir. Bunlara örnek bilgisayar ekranına kalemle atılan imza, fiziksel bir şekilde imzalanıp sonrasında tarayıcıdan bilgisayara aktarılan imza verilebilir. Basit e-imza biyometrik imzayı da kapsayan bir üst başlıktır.


Bu tanımlar neticesinde yazının devamında biyometrik imzanın hukukumuzdaki niteliği incelenecektir.


II. Biyometrik İmza


  1. Biyometrik İmza Nedir?:


    Teknolojinin gelişimiyle, kurumlar fiziki dokümanların hem maddi masrafı hem de depolamaya ilişkin yüklerinden kurtularak işlerini dijitalleştirmiştir. Dolayısıyla bu dokümanlarda kullanmak amacıyla farklı tür imzalar geliştirilmiş ve kullanıcıların kullanımına açılmıştır. Güvenli e-imza bu imza türleri arasında hukuki düzenlemelere sahip tek imza çeşidi olmasına rağmen beklenildiği gibi çok kullanıcıya ulaşamamıştır.[6] Bunun sebebi toplumun farkındalık eksikliği ve kültürel alışkanlıkların yanında bu imzaların nitelikli sertifikaya sahip olmasından dolayı çok masraflı olmasıdır. Dolayısıyla daha çok devlet kurumları ve avukatlar arasında kullanımı sınırlı kalmıştır. Bunun yerine daha ekonomik ve herkesin kullanabileceği biyometrik imzanın geliştirilmesi doğru bir adım olacaktır. Islak imza gibi kullanımı basit, aşağıda bahsedilen teknolojik detaylardan dolayı güvenli e-imza gibi bir özelliğe sahip olan biyometrik imza günümüzde sadece bazı oparatör şirketleri, banka şubeleri, iş akdi ve kamusal alanlara başvuru için kamu kurumlarının kullanımıyla sınırlı olsa da gelecekte kullanımın artması muhtemeldir.


    Biyometrik İmzaların Teknolojik Yapısı: 


    Biyometrik imza ıslak imza gibi el ile atılmasına rağmen imzanın sadece görüntüsünü değil teknolojik yapısı sayesinde aynı zamanda imzanın atılma hızını, hızlanma ve yavaşlama gibi hareketleri, basınç değişimlerini, ritmini ve yazma açısındaki değişiklikleri de içeren; tablet, cep telefonu veya bilgisayar gibi elektronik cihazlar üzerinde el ile yapılan imzayı ifade eder.[7] Tüm bu özellikleri imzada saklayabilmek için log kaydı” “şifreleme yöntemleri” ve “zaman damgası” tutulur.[8] Log kaydı sistemdeki olayların günlük olarak kullanıcı adı, saat, eylem cinsinden veri olarak depolanması anlamına gelir. Dolayısıyla imzayı kimin hangi baskı ile hangi hareketler ile imzayı attığının tespiti için oldukça önemlidir. Biyometrik imzada tutulan zaman damgası sayesinde imzanın atıldığı tarih kaydedilerek kesin bir kanıt oluşturulur. Şifreleme yöntemleri ise verinin güvenli bir şekilde muhafaza edilmesi için uygulanan bilişim sistemi saklama yöntemini ifade etmektedir. Islak imzada da imzanın yaklaşık tarihi adli tıp kurumu tarafından hesaplanabilir olsa da biyometrik imzadaki gibi kesin bir sonuç doğurmaktadır. Biyometrik imzada ise bu veriler imzanın içinde gömülü olarak saklanmakta ve gerekmesi halinde kanıt olarak sunulabilecek bir nitelik taşımaktadır.


  2. Türk Mevzuatı Kapsamında Biyometrik İmza:


    Biyometrik imzaların hukuki niteliği ve Türk Hukuku bakımından geçerliliğini anlayabilmek için mevzuatların incelenmesi gerekir. Mevzuatımızda biyometrik imza ile ilgili açıkça bir düzenleme olmasa da kanunların e-imza, güvenli e-imza ile ilgili hükümlerinden yola çıkarak değerlendirme yapılabilir.


    1. Türk Borçlar Kanunu Kapsamında Biyometrik İmza:


      Genel anlamda TBK’da imza ile ilgili düzenleme madde 15’te yer almaktadır. Bu maddenin ilk cümlesinde atılan imzanın el yazısı ile atılması zorunlu tutulmuştur. Bu cümleyi takiben güvenli e-imzaların ıslak imza niteliğinde hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Biyometrik imza için bakıldığında bu madde açısından herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Fakat maddede sadece imzanın el yazısı ile atılması düzenlenmiştir, hangi medya aracı kullanılarak hangi zemine atılacağına dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu boşluğun sebebi ise kanun koyucunun teknolojik değişimlere bağlı bu durumların değişebileceğini öngörmesi ve kanun koyucunun bu konuda nötr bir yaklaşımda olmasıdır.[9]


      TBK m.14/1’de yazılı şekil şartı getirilen sözleşmelerde imza zorunluluğu getirilmiştir. Maddenin 2. Fıkrasında “Kanunda aksi öngörülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler de yazılı şekil yerine geçer.’’ şeklindeki düzenleme ile zorunlu unsur olan imzanın kapsamı genişletilmiştir. Bu fıkrada sayılan imza çeşitleri arasında biyometrik imza yer almamasına rağmen imzalanmış telgraf ve teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks basit nitelikte sayılan e-imzalar ıslak imza yerine geçebileceği öngörülmüş ise tablet, bilgisayar gibi dijital ekrandan atılan imzaların da geçerli olacağı kabul edilmelidir.[10] Biyometrik imzanın ıslak imzadan tek farkı biyometrik imzada ıslak imzadaki gibi kağıt kalem değil dijital zeminin olmasıdır. TBK’nın yazılı şartın gerçekleşmesi için aradığı tek unsur imzanın el yazılı atılmasıdır ki kağıda atılan imza gibi dijital zemine atılan biyometrik imza da el yazısı ile atılmaktadır.  Dolayısıyla bu hükmün biyometrik imzalar açısından uygulanmaması için sebep yoktur.


    2. HMK Kapsamında Biyometrik İmza:


      Biyometrik imza, HMK’nın ispat faaliyetine ilişkin hükümleri kapsamında değerlendirilmelidir. Biyometrik imzanın inkarı durumunda zaman damgası, log kaydı tutulması gibi teknolojik yapısından kaynaklı aslında ispat kabiliyeti ıslak imzaya nazaran güçlü olmalıdır. Fakat Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na bakıldığında bu konuda bir düzenleme olmaması ve ıslak imza ve güvenli e-imza ile ilgili düzenlemelerden dolayı bir tereddüt oluşmaktadır.


      HMK madde 199’daki düzenleme belgenin tanımını yapmakta ve elektronik ortamdaki verileri kapsamına almaktadır. İşbu kanunun “Adi Senetlerin İspat Gücü’’ başlıklı 205. maddesinde ise güvenli e-imza ile oluşturulan verileri senet hükmünde olduğunu ve bunları kesin delil sayılacağını düzenlemektedir. Kanunda bu noktada biyometrik imza ile ilgili bir düzenleme olmadığı için tartışmalı görüşler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, adi senetlerdeki imzanın niteliği konusunda imza ve güvenli e-imza ile ilgili düzenlemeler vardır ve buradaki imzanın kağıda atılan ıslak imza mı yoksa biyometrik bir imza mı olduğu belirtilmediği için geniş kapsamda değerlendirilmedir.[11] Dolayısıyla biyometrik imzanın da bu düzenlemeler kapsamında adi senet oluşturduğu ve bu senetlerin ispat gücü olarak kesin delil sayılacağı anlaşılmaktadır. Diğer bir görüş ise biyometrik imzanın bir hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmadığı için delil başlangıcı sayılacağını kabul etmektedir. Bu noktada delil başlangıcının kesin bir ispat faaliyeti olmadığı ve diğer belgelerle desteklendiğinde söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren bir ispat faaliyeti olduğunu söyleyebiliriz.[12] 


    3. 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu Kapsamında Biyometrik İmza:


      Elektronik İmza Kanunu’nda genel anlamıyla elektronik imzanın hukuki ve teknik yönlerine ilişkin esaslar düzenlenerek elektronik imzanın tanımı yapılsa da madde 4 ve devamı maddelerinde güvenli elektronik imza ve bu imzalara ilişkin nitelikli elektronik sertifikalara ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Dolayısıyla sadece güvenli e-imzalar ıslak imza niteliğinde düzenlenmiştir. Bu özel nitelikli kanunun yapısına bakıldığında ilk başta elektronik imzanın tanımı sonrasında ise ayrıca güvenli elektronik imzanın tanımı yapılarak elektronik imzanın güvenli elektronik imzadan ibaret olmadığı belli edilse de biyometrik imzaya ilişkin büyük bir kanun boşluğu bulunmaktadır. [13]


    4. 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Biyometrik İmza:


      Kişisel Verilerin Korunması Kanunu m.6/1’de “Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.’’ denilerek biyometrik veriler özel nitelikli kişisel veri kategorisine alınmıştır. Kanunda biyometrik verinin tanımı yapılmamaktadır dolayısıyla Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2020 Tarihli ve 2020/649 Sayılı Kararını incelemek doğru olur. Kurul, biyometrik imzalara ilişkin bu konuda gelen başvuru sebebiyle ve kanundaki düzenlemelerin yetersiz kalması sebebiyle bu kararı alma gereksinimi duymuştur. Öncelikle kararda biyometrik veri “fizyolojik nitelikte biyometrik veriler’’ ve “davranışsal biyometrik veriler’’ olarak biyometrik veriyi iki gruba ayırmıştır. Fizyolojik nitelikte biyometrik veriler; kişilere ait iris, parmak izi, damarlar gibi genetik yapıda olup insan vücudunun yapısal özelliklerinden oluşmaktadır. Davranışsal biyometrik veriler ise kişilerin yürüyüş şekli,  klavyeye basış şekli, akıllı cihazları kullanırken uyguladığı basınç gibi ruh hali, yaş ve benzeri faktörlerden dolayı değişkenlik gösterebilecek biyometrik verilerdir. Avrupa Birliği düzenlemesi standartı olan “Elektronik Kimlik Belirleme ve Güven Hizmetleri Düzenlemesi (eIDAS)’’daki tanımlamalardan yola çıkarak biyometrik imzanın davranışsal biyometrik veri niteliğinde olduğu belirtilmiştir. TBK’nın yukarıda bahsedilen imzaya ilişkin hükümleri de değerlendirildiğinde klasik imza ve güvenli elektronik imzayı kapsadığı bu hükümlerin biyometrik imzayı kapsayacak şekilde yorumlanmasının 6698 sayılı kanunun 6. maddesindeki özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları arasında yer alan “kanunda öngörüldüğü haller’’ koşulunun geniş yorumlanmasına sebep olacağı ve ölçülülük ilkesine aykırı olacağı düşünülmüştür. Dolayısıyla biyometrik imzanın işlenebilmesi için; KVKK m.6/3-a kapsamında ilgilinin açık rızasının alınması, KVKK m.10 kapsamında gerekli aydınlatmanın yapılmış olması ve m.6/4’e dayanarak Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemlerin alınması şartlarına bağlanmıştır.[14]


  3. Biyometrik İmzanın Diğer İmza Türleriyle Karşılaştırması ve Hukuki Niteliği:


Biyometrik imzanın her ne kadar uygulama alanı olsa da yukarıda bahsedildiği üzere mevzuatta henüz bununla ilgili bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla tüm bu mevzuat açıklamalarının sonrasında biyometrik imzanın hukuki niteliğin belirleyebilmemiz için diğer imza türleriyle de karşılaştırmamız ve biyometrik imzanın onlardan farklılıklarını tespit etmemiz gerekir.


  • Biyometrik İmzanın Islak İmza ile Karşılaştırılması:


    Biyometrik imzaların kullanımı için hizmet sağlayanların yani imzayı işleyen kişinin bu imzanın kullanılabilmesine yönelik tablet/ped gibi cihazlara sahip olması gerekir. Bu yönüyle yapı olarak ıslak imzaya benzemektedir fakat hukuki nitelik olarak ıslak imza gibi değerlendirilmemektedir. Buna rağmen biyometrik imzanın teknolojik alt yapısı sebebiyle kullanımı daha basit, çevre dostu, uzun vadede daha masrafsız ve kanıtlanabilme yönünden daha gelişmiştir.

 

  • Biyometrik İmzanın Güvenli E-İmza ile Karşılaştırılması:


    Yukarıda da bahsedildiği üzere 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’ndaki düzenlemelere göre güvenli e-imza düzenleme alanı bulmuşken biyometrik imzada böyle bir durum söz konusu değildir. Halbuki, eIDAS Tüzüğü’ne (Elektronik Kimlik Tanımlama ve Kimlik Doğrulama Hizmetleri) göre yasal bir düzenlemesi bulunmaktadır (Avrupa Birliği Düzenlemeleri Perspektifinde Biyometrik İmza başlığı altında detaylı incelenecektir).  


    Güvenli e-imzadan diğer bir farkı olarak biyometrik imzalar nitelikli sertifikalara sahip değildir. Yukarıda bahsedildiği üzere güvenli olmasını sağlayan birçok teknolojik alt yapıya sahip olmasına rağmen nitelikli sertifikalara sahip olmaması yönünden güvenli e-imzaya nazaran biyometrik imza, daha güvensiz olarak görülmektedir.


    Güvenli e-imza, imzanın dinamik verilerini kriptografik olarak saklarken statik verilerini bulundurmaz fakat biyometrik imzanın bir özelliği olarak hem statik verileri (imzanın resmi) hem de dinamik verilerin (hız, basınç, eğim açısı) saklanması sayılabilir.[15]


    Biyometrik imzada imzacı, imzasını oluşturmak için kalem kullanması yeterlidir fakat güvenli e-imzada her imzacının nitelikli elektronik sertifika temin etmesi gerekir. Tüm bu kıyaslamalar sonucunda güvenli e-imzanın ve biyometrik imzanın farklı yönlerden avantaj ve dezavantajları bulunduğu söylenebilir.



4. Avrupa Birliği Düzenlemeleri Perspektifinde Biyometrik İmza:


  • Elektronik İmza Direktifi: 1999 Yılında yürürlüğe girip AB ülkeleri için e-imza konusunda tekliği sağlayan mevzuat olmuştur. Her ne kadar elektronik imzalar için kapsamlı bir mevzuat olmayıp sadece güvenli e-imzalar ile ilgili düzenlemeler olsa da hukukumuzdaki 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun temelini oluşturmuştur.


  • eIDAS (Elektronik Kimlik Tanımlama ve Kimlik Doğrulama Hizmetleri Tüzüğü): 2014 yılında yürürlüğe giren bu tüzük elektronik imzalarla ilgili genel sınıflandırma ve tanımlama yapmıştır. Biyometrik imza da  bu tüzük ile Avrupa Birliği’nde ıslak imza niteliği görüp kullanılmaya başlanmıştır. [16]


  • ISO/IEC 19794-7 Standardı: 2015 yılında yayımlanan bir uluslararası standarttır ve dijital olarak yakalanmış imzaların uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamayı hedefler. Bu standart, hangi tür verilerin toplanabileceğini belirler, uyumlu veri formatlarını tanımlar ve veri kayıtları için örnek içerikler sunar. Standart, dijital imzaların birbirleriyle uyumlu çalışabilmesi için gereken temel meta verileri belirler ve veri ölçümlerini normalize etmek için oranlar kullanır. Bu oranlar sayesinde, boyutlar milimetre cinsinden, kuvvetler yüzde olarak ve süreler saniye olarak raporlanır. Yani Biyometrik İmzanın Teknolojik Yapısı bölümünde bahsedilen log kaydı, zaman damgası, şifreleme yöntemleri AB tarafından oluşturulan bu standart ile geliştirilmiştir. [17]

 

5.   Sonuç: 


Sonuç olarak, biyometrik imza teknolojisinin gelişimi ve potansiyeli, hukuki ve teknik alanlarda önemli değişiklikler gerektirmektedir. Türk mevzuatında biyometrik imzaların hukuki niteliği ile ilgili doğrudan bir düzenleme olmamakla birlikte, mevcut düzenlemelerden ve uluslararası standartlardan yola çıkarak biyometrik imzanın hukuki geçerliliği konusunda çeşitli değerlendirmeler yapılmaktadır. Özellikle Türk Borçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki düzenlemeler, biyometrik imzanın ıslak imza ve güvenli elektronik imza gibi diğer imza türleriyle kıyaslanarak hukuki sonuç doğurabileceğini göstermektedir. Ancak, bu değerlendirmeler ve mevcut düzenlemeler biyometrik imzanın geniş kapsamlı bir şekilde tanımlanıp düzenlenmesi açısından yetersiz kalındığını ortaya koymaktadır.

 

Günümüz teknolojisinde biyometrik imza, özellikle kullanım kolaylığı ile dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, hukuki güvenlik ve geçerlilik açısından biyometrik imza, güvenli e-imza ile karşılaştırıldığında hala birçok belirsizlik taşımaktadır. Biyometrik imzanın teknolojik altyapısının sağladığı log kaydı, zaman damgası ve şifreleme yöntemleri, imzanın kanıtlanabilirliği için önemli unsurlardır. Ancak, bu teknolojilerin hukuki olarak nasıl değerlendirileceği ve hangi koşullarda geçerli olacağı konusunda net bir düzenleme eksikliği söz konusudur. Bu teknolojilerin 5070 Sayılı Kanunda değişiklik yapılması yönünde kanuna eklenmesi ve biyometrik imzaların bu kanun hükümlerine eklenmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği düzenlemeleri ile uluslararası standartlar, biyometrik imzaların hukuki niteliği hakkında önemli bir çerçeve sunmaktadır ve bu standartlar Türk mevzuatında da dikkate alınmalıdır. Özellikle eIDAS Tüzüğü ve ISO/IEC 19794-7 gibi düzenlemeler, biyometrik imzaların ıslak imza ile eşdeğer kabul edilmesini destekler niteliktedir. Ancak, Türk hukukunda biyometrik imzalar için belirgin ve kapsamlı bir düzenleme eksikliği bulunmakta, bu eksiklik de imzaların geniş çapta benimsenmesini ve güvenilirliğini etkilemektedir.

 

Bu bağlamda, Türkiye’de biyometrik imzaların hukuki geçerliliği ve kapsamı konusunda net ve ayrıntılı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Halihazırda bulunan 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun biyometrik imzaları kapsayacak şekilde genişletilmesi, hukuki belirsizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ve teknolojinin potansiyelinden tam anlamıyla faydalanmayı mümkün kılacaktır. Bu kapsamda, biyometrik imzanın hukuki statüsünün belirlenmesi, güvenli elektronik imza ile kıyaslanabilecek bir düzeyde düzenlenmesi ve uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde, biyometrik imzaların sağladığı teknolojik avantajlardan yararlanılabilecek, dijital ortamda işlem güvenliği ve verimliliği artırılabilecektir.


[1] YILMAZ, ELEKTRONİK İMZALI BELGELERİN KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA VE İDARÎ YARGILAMA HUKUKUNDA DELİL NİTELİĞİ, s.3440 

[3] BENSGHİR, TOPCAN, Amme İdaresi Dergisi, C.41, S.1, 2008, Türkiye’de E-İmza Altyapısı ve Kamu Kurumlarında Uygulamalar, s.97

[4] https://www.btk.gov.tr/elektronik-sertifika-hizmet-saglayicilari - BTK’nın web sitesinde nitelikli elektronik sertifika sağlayıcıları yer almaktadır.

[5] UÇMAZ, AKÜ Fen Bilimleri Dergisi, C.9, S.2, 2009, Türkiye’de Sayısal İmza (E-İmza) ve Adalet Bakanlığı’nda E-İmza Kullanımının Değerlendirilmesi

[6] ÖZGÜL, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Güvenli Elektronik İmza Sahibinin Hakları ve Yükümlülükleri, 2021, s.541

[7] GENÇ, Finans Hukuku Gündemi Dergisi, S.2, 2019, Biyometrik İmza, https://www.kanunum.com/XXXX/FinansHDergi25/Biyometrik-Imza_xxcid8617172#:~:text=Hukuk%20Muhakemeleri%20Kanunu'na%20(HMK,m.205%2F1). Erişim Tarihi: 14.08.2024

[8] BERBER, Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü, Biyometrik İmza ve Türk Borçlar Kanunundaki Yazılı Şekil Şartı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki İmza Açısından Yeri, s.7

[9] BERBER, s.11

[10] BERBER, s.9

[11] BERBER, s.10

[12] BOYNUKISA, TÜRKEÇ, Biyometrik İmzanın Türk Hukukundaki Yeri ve Geçerliliği, 2022, s.91

[13] 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu Madde 4

[14] Biyometrik imza verisinin kullanılmasına ilişkin görüş talebi” ile ilgili olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2020 Tarihli ve 2020/649 Sayılı Karar Özeti, https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6815/2020-649 Erişim Tarihi: 14.08.2024

[15] Biyometrik İmza ve Nitelikli Elektronik İmza Karşılaştırılması, TÜBİTAK Kamu Sertifikasyon Merkezi, https://kamusm.bilgem.tubitak.gov.tr/dosyalar/beyazbulten/Biyometrik_Imza_ve_Nitelikli_Elektronik_Imza_Karsilastirmasi_Whitepaper.pdf , Erişim Tarihi 14.08.2024

[16] DÖRTTEPE, Biyometrik İmzaların Türk Adli Bilimler İncelemelerine Kazandırılması Üzerine Araştırma, 2023, s.21

[17] DÖRTTEPE, s.30

18 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page